21 Ekim 2010 Perşembe

GEÇ KALMIŞ SORU BU ....

Gümbür gümbür atar durur


Göğsümün sol tarafında

Hayat, aşk, iyilik, cesaret

Ne varsa bu yürektedir

Bu yürek durmayagörsün

Kodunsa bul dünyaları

Yüreğim benim bir tanem

Velinimetim, efendim

Durma, çarp, vur, ses ver aman

Aşık kulağım sendedir. Aşkımı verdim sana yüreğimi verdim.

Aşk sendin sen yüreğimdin.

Her atışı senin iki hecelik ismini fısıldardı.

Kimse anlamazdı ama sen duyardın hak etmişmiydin bunu?

Böyle derin bir aşkla sevilmeyi hak etmişmiydin?

Geç kalmış bir soru bu...

Nasıl hissettiysem öyle yaşadım ben aşkımı.

Yüreğimi teslim etmemiş olsaydım sana aşk olmazdı onun adı.

Böyle yaşadım hep ben sen beğensende beğenmesende...

Hesaplı aşklar bana göre değil.

"Ne verirsem ne alırım?"

sorusunu soranlardan olmadım.

Senin için attı yüreğim bunu söylemektende gocunmadım.

Umutlarımı verdim sana hayallerimi verdim

bir gelecek düşledim seninle hatamıydı?

Yarım aşkları kaç kovala oyunları

göstermelik dargınlıkları bırakıp bir kenara

bu günü dolu dolu yaşarken

yarına dair umutlar besledim.

Hepsinde sen vardın sensiz olmayacaktım

bu günüde yarınıda seninle yaşayacaktım.

Bu hayatta ne olacaksa iyi yada kötü

birlikte karşılayacaktık.

Bazen bir türk filmi tadında

bazen gerçeklerin tam ortasında yaşayacaktık.

Bir birimize güç verecektik

hayata karşı direnme gücünü birbirimizden alacaktık.

Ruhumu verdim sana bedenimi verdim

olmadığın zamanlarda ruhumu bıraktım sana

yanlız kalmayasın diye.

Çünkü sensiz olamazdı benim ruhum

içimi sıkıntılar basardı.

Müebbete mahkum bir hükümlü gibi

bedenime tünel kazıp firar etmeyi düşünürdü hep.

Bu yüzden özgür bırakırdım onu.

Ve ruhumun gideceği tek yer

her zaman senin yanındı.

Ya bedenim ?

Gözlerim gördüğü hiç bir şeyi

ayıramazdı sensizken.

Ellerim dokunamazdı hiçbir şeye

yürümezdi bacaklarım senin olmadığın yollarda.

Oysa sana her dokunuşum

yeniden doğuşu olurdu bedenimin

yenilenir arınır çıkardı karşına her zaman.

Hiç yorum yok: