Kimi sorgularında boğulduğum
Yokluğun ki ah,
Dokunmasızlığında kendimle boğuştuğum.
Yokluğun gülüm,
Bu ozan yüreğime kısmet
En hoyrat diyet dediğim
Yokluğun,
Her dokunduğum yerde seni bulduğum
Yorgun adımlarımla şehirler aştığım
Ölüler kentinde ruhunu aradığım
Yokluğun,
Serin ırmaklara dalarak seni haykırdığım
Yazılmış tüm kitaplarda nurunu bulduğum.
Yokluğun ki bir tanem;
Varlığını her şeyden üstün tuttuğum
Kıymetini bilemediğim mutluluğum
Dizlerine kapanarak huzur bulduğum
Yokluğun, belki de en içli yalnızlığım.
Yokluğun şiir bakışlım;
Yaşamsal gözlerindeki asil arsızlığım
Kutsal yüreğindeki arsız susuzluğum
Yitmiş günlerimdeki nazlı huysuzluğum
Aynamdaki ışığım, bardağımdaki çayım
Dizlerimdeki direnç, dudağımdaki narım
Suya düşen gölgem, bedenimdeki hicranım
Çilemin tezgâhı, ruhumdaki sevda mintanım
Gönlümdeki direnç, aşk ülkemin eşsiz sultanı.
Yokluğun, fersiz gözlerimdeki düşsel sarayım
Yokluğun, çaresizliğimde sarıldığım anlarım
Yokluğun, tükenen yaşamdaki son baharım.
Kirlenmesin diye. SEVDİĞİNİ SÖYLER DİLİM
Gönlümdeki aşk denilen baharda
Yaprak yaprak açıverdi güllerim
Nefesinde esip duran rüzgarda
Mis kokular saçıverdi güllerim
Sevdiğini söyler hala dillerim
Karlar erir başlar seller sevdiğim
Yaban eller ırak eller sevdiğim
Bu kalp seni canan beller sevdiğim
Aşk şerbeti içiverdi güllerim
Sevdiğini söyler hala dillerim
Her gülüşün umut olur mahkuma
Vuslat için medet sorar zakkuma
Mecnun gibi göçer çöldeki kuma
Tüm umutlar uçuverdi güllerim
Sevdiğini söyler hala dillerim
Coşari der aşk korunda yanmışım
Sevdiğimi canımdan can sanmışım
Aşk adına her bir söze kanmışım
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder