29 Nisan 2010 Perşembe

GEL DESEM GELMEYEKSİN BİLİYORUM ?

Gel desem gelmeyeceksin biliyorum


Yine beni baş başa bırakacaksın

Gecenin karanlığı, ıssız sokaklar

Bir şişe merlot kırmızı şarap ve

Gözlerime çöreklenmiş fotoğraflarınla

Gel desem gelmeyeceksin biliyorum

Yine ben kendimi vuracağım

Yalnızlığımın kıyısına sessiz sedasız

Şiirler yazacağım kıtalar arası yolculuklar misali

Buruşturulup sokaklara atılmış kağıtlara

Şiirler yazacağım sevgilim

Bulamadığım her kalem yerine

Damarlarımdan düzinelerce renk renk

Bulamadığım her kağıt yerine

Damla damla kanımı akıtarak sokaklara

Gel desem gelmeyeceksin biliyorum

Yine saçlarından kalan son teli koklayacağım

Başımı yastığa her koyuşumda

Tenine sinen ,Akdeniz'in iyot'una

Portakal çiçekleri, akasya kokusu

Yüreğimin makilerine düşen

Yağmur kokusuna inat



Gel desem gelmeyeceksin biliyorum

Yine tek başıma, saatler süren

Şehirler arası yolculuklara çıkacağım

Dudaklarından şarkılar dinleyerek

Sabahı karşılayacağım yalnız bir adam olarak

Yorgun bir gecenin koynunda

Kayıt altına alınmış bir gecede

Kan revan içersinde ki maziyi anarken



Gel desem gelmeyeceksin biliyorum

Ben yine kendimi gömeceğim

Meçhul bir şehrin meçhul bir köşesinde

Bir otelin iki yüz beş numaralı odasına

Başımı anılara yaslayıp

Anıları yıllandırıp gönül mahzeninde

Gün batımlarını kutlayacağım

Toprak kokulu kadehlerde yudum yudum









Gel desem gelemeyeceksin biliyorum

Yine tek başıma oturacağım

Bir kumsala açılan ırmaktaki yatın güvertesinde

Masamda tek kişilik servis

Bir bardak bira soğuk bir şişe

Sonra kumsalda yürüyeceğim saatle boyu

Midye kabukları toplayacağım

Adını kumlara rengarenk yazmak için

Hırçın dalgaların sesini dinleyeceğim

Rüzgar bir kurşun gibi göğsüme işledikçe



Gel desem gelmeyeceksin biliyorum

Yine tek başıma toplayacağım anemonları

Her bahar mevsimi uzak ülkelerde

Yalnızlığımla bütünleşecek leylaklar

Kuş uçmaz kervan geçmez vadilerde

Tütün kokusu sinecek ellerime

Yine tek başıma çizeceğim yol haritasını

Akasya resimlerini, badem ağaçlarını

Zambakların fotoğraflarını

Yine bir başıma çekeceğim hayatın fotoğrafını

Senin istilan altında inim inim inlerken

Gel desem gelmeyeceksin

Hiç yorum yok: