29 Nisan 2010 Perşembe

AŞKA SUSAMIŞ SEVDALI DUDAKLARA ?

Seninle bir kadehe düşmüş


İki üzüm tanesiyiz biz.

Sen yapıncak kadar beyaz

Bense çal karasından da kara.

Senin umut dolaşır damarlarında

Benimse hüzün bir tanem.

Sürer bu amansız yolculuk yarınlara

Sürer gider binlerce yıllardan bu yana.

Bazen bir bozkırın yamaçlarında

Bazen bir vadide tutunuruz hayata.

Her mevsim sürgünden tanen'e yolculuk,

Son bulur sonbaharda

Köylü güzellerinin ayakları altında

Karanlıklara mahkum edilmiş

Zamansız fermantasyondur bu aşk..

Kim bilir hangi mahzende geçer kaç zaman

Kim bilir nasıl yıllanır uzun kış gecelerinde

Kuru bir meşenin koynunda

Canımızdan kan, kanımızdan mey oluruz bir gün

Aşka susamış sevdalı dudaklara



Anadolu kokar buram buram

Türküler okunur bağ bozumlarında

Rüzgarlar savurur ülkemin dört bir yanına

Damağımızda bir tat kalır yurdumuzdan

Her maşrapanın her yudumunda

Bir yangın başlar derinliklerimizde

Sonsuz istiladır bu aşk

Tepeden tırnağa bedenimizde

Sonsuz istiladır bu sevda

Bedenimizin her zerresinde

Hiç yorum yok: